Çocuk Atölyeleri Üzerine Uzman Görüşleri

Yaratıcı yazarlık atölyesinin çocuk gelişimine etkileri üzerine Uzman Çocuk Psikoloğu&Oyun Terapisti Tuğçe Durmaz ve Uzman Gelişim Psikoloğu Ayşe Başak Erk’in görüşlerini aldık.

 Psikolog Ayse Basak Erk     

Uzman Gelişim Psikoloğu/Ayşe Başak Erk

www.cocuklaringelisimi.com

Psikolog Tugce Durmaz

Uzman Çocuk Psikoloğu ve Oyun Terapisti/Tuğçe Durmaz

http://limonagacidanismanlik.com/

 

 

Okul faaliyetleri dışında grup çalışması halinde yürütülen atölye çalışmalarının çocuk gelişimi için faydaları nelerdir?

Uzman Çocuk Psikoloğu ve Oyun Terapisti Tuğçe Durmaz: Son çocukluk dönemi içerisinde yer alan 8-12 yaş çocukları, yani okul  çağı çocukları bu dönemde zihinsel olarak hızlı bir gelişim gösterirler. Somut işlemler döneminden yavaş yavaş soyut işlemler dönemine geçerler. Mantıksal düşünme başlar. Dil gelişimi hızlı ilerler, sözcük dağarcığı 3.000 kelimeye ulaşır ve dili adeta bir yetişkin gibi kullanmaya başlar. Problem çözme yeteneği gelişir. Sosyal olarak arkadaş edinme, grupta fark edilme, kabul görme, sorumluluk alma, rekabet gibi duygular geliştirirler. Bu dönemde okul faaliyetleri dışında grup halinde yürütülen atölye çalışmaları çocukların yaratıcılık ve hayal gücünün özgür bırakıldığı, fazla enerjinin dışarı atıldığı, zihinsel ve sosyal gelişimin desteklendiği, grup çalışması, paylaşma, arkadaşlık ilişkileri, kendini ifade etme, kendine güven, kendi hakkını koruma, başkalarının hakkına saygı gösterme gibi özelliklerin desteklendiği ve geliştirildiği alanlardır. Bu özellikleriyle atölyeler çocuğun her alandaki gelişimine büyük ölçüde katkı sağlayacaktır.

 Uzman Gelişim Psikoloğu Ayşe Başak Erk: Okul dışı yazarlık atölye çalışmalarının çocukların bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimleri üzerine birçok olumlu etkisi vardır. Grup çalışması halinde yürütülen atölye çalışmaları ile çocuklar farklı düşüncelere/duygulara saygı duymayı öğrenir, farklı bakış açılarını keşfederek empati becerilerini geliştirirler. Aynı ilgiye sahip çocukların katıldığı atölye çalışması ile çocuklar sosyal ilişkilerini kuvvetlendirir, grup içinde iş bölümünü, paylaşmayı ve uzlaşmayı öğrenirler. Tüm bu deneyimler ile çocuklar kendilerini tanıma ve kendilerinin farkında olma fırsatını yakalarlar.

 

Yazı ile ifade gücünün geliştirilmesinin çocuk gelişimindeki yeri nedir?

Uzman Çocuk Psikoloğu ve Oyun Terapisti Tuğçe Durmaz: Son çocukluk döneminde okuma-yazma becerisi çocuğun başarması gereken en önemli görevdir. Çocukların bu dönemde düşündüklerinin işlevsel olarak gerçekleşmesi onlara haz verir. Sözcükleri dilediği biçimde kullanabilmesi, yazı yazmayı öğrenmesi, resimli öykü kitaplarını okuyabilmesi ona zevk veren beceriler arasındadır. Çocuklar küçük yaştan itibaren duygu, düşünce ve isteklerini ifade etme çabası içindedirler. Çocuğa duygularını tanıması, duygu, düşünce ve isteklerini doğru şekilde ifade edebilmesinin öğretilmesi çocuğun sağlıklı gelişimi için çok önemlidir. Kendini yazı ile ifade edebilen çocuk, yaşının ondan beklediği en önemli görevi başarmıştır. Yazmak ona duyguları konusunda farkındalık kazandıracaktır. Duygularını daha iyi tanımlayacak, kendine olan yolculuğunu başlatmış olacaktır. Çocuk kendisini ifade ettikçe değerli hisseder, kendine güveni artar, anlaşıldığını hisseder, olumsuz duygularını davranışlarına yansıtmaz. Sorunlarıyla baş etme becerisi geliştirir, özgürce düşünme, karar verebilme ve kararlarının sorumluluğunu yüklenme becerisi gelişir.

Uzman Gelişim Psikoloğu Ayşe Başak Erk: Yazı ve ifade gücünün desteklenmesi ile çocuklar eğlenceli ve yaratıcı yöntemlerle doğru dilbilgisinin kullanımını öğrenebilirler. Yazı yazma becerisi, çocuğun sözcük dağarcığını, planlama becerisini, sosyal becerisini, hayal gücünü geliştirir. Yazı yazma becerisini kazanan çocuk kendi duygu ve düşüncelerini ortaya koyabileceği, yaşadığı deneyimleri işleyebileceği/çözümleyebileceği alternatif bir yol keşfetmiş olur. Kendini rahat ifade edebilen çocuk duygu kontrolünü de sağlayabilir, öz güveni de daha güçlü olur.

 

Yaratılan öykülerin katılımcılar/eğitmenler tarafından grup dahilinde eleştirilmesi/yorumlanmasının eser sahibi ve eleştiri sahibi katılımcı çocuk açısından önemi nedir?

Uzman Çocuk Psikoloğu ve Oyun Terapisti Tuğçe Durmaz: Çocuğun herhangi bir konuda sansürsüzce eleştirilmesi ya da çocuğun hiçbir şekilde eleştirel olarak değerlendirilmemesi çocuğu olumsuz etkiler. Çocuğu geri bildirimsiz bırakmak yer çekimsiz bir ortamdaymış gibi boşlukta savrulmasına neden olur. Bu yüzden çocuğun kendisi ile ilgili düşünebilmesi, kendini geliştirebilmesi için bir çeşit aynaya ihtiyacı vardır. Bu aynalama süreci nasıl olmalıdır? Yani çocuk eleştirilirken nasıl bir dil kullanılmalıdır?

  • Çocuğun kişiliği, düşüncesi değil eser eleştirilmelidir.
  • Eleştirirken kullanılan dil, ses tonu çok önemlidir. Ne çok kibar, ne de çok sert olmamalıdır.
  • Çocuğa kendini ifade etmesi için fırsat verilmelidir.
  • Sadece doğru yönlerine odaklanmak kendisini ‘mükemmel’ olarak nitelendirmesine yol açacak başarı ve hatalara tahammülü olmayacaktır. Tam tersi sürekli olumsuz eleştiriler almak kendisini ‘değersiz’ hissetmesine neden olacaktır. Bu yüzden her iki alanda eleştiri yapılmalıdır.

Bu maddelere dikkat edilerek yapılan eleştiri çocuğun gelişmesine, ilerlemesine, iyi ve zayıf yönlerini fark etmesine, kendine güvenme ve eleştiri kabul etme becerileri geliştirmesine neden olur ve var olan potansiyelini en üst düzeyde kullanmasını sağlar.

Uzman Gelişim Psikoloğu Ayşe Başak Erk: Yaratılan öykülerin katılımcılar/eğitmenler tarafından grup dahilinde eleştirilmesi de öykü sahibi ve eleştiri sahibi katılımcı çocuk açısından olumlu katkıları vardır. Çocuk, eleştirilerin sadece olumsuz olmadığını ve katılsa da katılmasa da her görüşü aşırı duygusal tepki vermeden saygıyla dinlemesi gerektiğini öğrenir. Tüm katılımcılar, herkesin farklı yorumları olabileceğini fark ederek bireysel özellikleri de kabul etmeyi öğrenir. Bu sayede düşünce ve ifade özgürlüğünü keşfeden çocuklar,  bilgi ve kaynaklara daha hızlı ulaşabileceklerini fark ederler.

Comments are disabled.